Sigorta sektörü Ocak-Haziran döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 80,7 artışla 380 milyar 369,8 milyon lira prim üretti.
Türk Sigorta Birliği (TSB) verilerine göre, geçen yılın ilk yarısında 210 milyar 529 milyon lira olan prim üretimi, bu yıl yüzde 80,7 artışla 380 milyar 369 870 bin 491 milyon liraya yükseldi.
Prim üretiminin yüzde 88,6'sını 337 milyar 26 milyon lirayla hayat dışı sigortalar oluştururken, 43 milyar 343 milyon lirayla hayat sigortaları branşı yüzde 11,4'lük pay aldı.
Kasko sigortaları, toplam üretimin yüzde 39'una tekabül eden 131,4 milyar lira prim üreterek sektörün lokomotifi olmaya devam etti. Yılın ilk yarısında trafik sınıfı prim üretimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 69,6 artarak 81 milyar liraya ulaştı. Bu dönemde toplam hayat dışı sınıfın payı %24 oldu.
Kasko sektöründe prim üretimi yüzde 41,2 artarak 50,4 milyar liraya ulaştı. Aynı dönemde sigortaların toplam kaza sigortaları içindeki payı ise %15 olarak gerçekleşti.
Yangın ve doğal afetler branşında yüzde 124 artışla 57,8 milyar lira, hastalık-hastalık branşında ise yüzde 100 artışla 63,1 milyar lira prim üretildi.
YIL SONU 900 MİLYAR LİTRE PRİM ÜRETİM HEDEFİ
Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, AA muhabirine, yılın ilk yarısında prim üretiminin beklenen seviyelerde olduğunu söyledi.
2024 yılında sektörün enflasyonun üzerinde büyüyeceğini vurgulayan Gülen, prim üretiminin yıl sonunda yüzde 80 artışla 900 milyar liraya ulaşmasının beklendiğini vurguladı.
Geçen yıl sonunda sektörün ekonomiye sağladığı fon miktarının 1.200 milyar liraya ulaştığını hatırlatan Gülen, şöyle konuştu:
“Sektörümüz, Mart 2024 itibarıyla ekonomiye sağladığı 1,4 trilyon Pound tutarındaki fon tutarıyla uzun vadeli finansman kapasitesi sağlayarak ulusal tasarrufların artmasına ve sermaye piyasalarının derinleşmesine yardımcı oluyor. Fonun toplam tutarının 903 milyar lirası yabancı kaynaktan geliyor. Şirket bilançolarında emeklilik fonları ve 473 milyar liralık finansal araçlar geçen yıl olduğu gibi yüzde 24 payla en çok yatırım yapılan enstrüman olarak öne çıkarken, fonun geri kalan kısmı yüzde 19,4 ile kıymetli madenlerden oluşuyor. %17,9 ve %11,4 ile sermaye piyasası araçlarıdır. Sigorta sektörümüzün yatırımlarının, sektörün finansal sağlamlığı ve sürdürülebilirliği açısından önemli olmakla birlikte, sağladığı katkı nedeniyle ülke ekonomisinde de önemli rol oynadığını özellikle vurgulamak isterim.”
Gülen, yılın ilk 6 ayına ilişkin değerlendirmesinde, sektörün bir süredir beklediği deprem yangın sigortası oranlarında değişiklik yapıldığını anlattı.
Sektörün yangın maliyetlerinde ve tarife primlerinde bir miktar iyileşme yaşandığını vurgulayan Gülen, şu bilgileri paylaştı:
“Bu konunun son derece sektör dostu bir düzenlemeye sahip olduğuna inanıyorum. Bina tamamlama sigortası da önemli bir potansiyele sahip, ek düzenleme gerektiriyor ancak sektöre yeni üretim hattı sağlanması açısından düzenlemenin faydalı olduğu da açık. Dernek olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bina Tamamlama Sigortasının yaygınlaşması ve önemi konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” Bunu her platformda dile getirmeye devam edeceğiz” dedi.
“VİDALARI SIKARAK MAKİNENİN İŞLEVSEL BÜTÜNLÜĞÜNÜ SAĞLAMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Gülen, zorunlu trafik sigortalarında hasar-maliyet endekslemesinin uzun süredir devam eden trafik hasarlarını düzenlemek amacıyla getirildiğinin altını çizerek, şöyle konuştu: “Bu, sektörde yaşanan gerçek enflasyonun gerisinde kalan, frekans gelişimini hesaba katmayan ve Yeniden değerlendirilmesinde fayda var. Vidaları sıkarak makinenin işlevsel bütünlüğünü sağlamak mümkün görünmüyor.” “Hasar Maliyet Endeksi, bunun yerine önce bant sisteminin, ardından bant sisteminin uygulanması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Bir an önce ücretsiz tarife uygulamasına geçilmesi gerekiyor.” Bir açıklama yaptı.
Gülen, beklenen Marmara depreminin 300 milyar dolarlık mali kayba yol açacağı dikkate alındığında, gündemin en önemli maddelerinin arasında sigorta şirketlerinin reasürans kapasitesi bulma ve kaynak bulma ihtiyacının yer aldığını söyledi.
Enflasyon ortamında TL cinsinden belirlenen limitlerin dönem içerisinde ciddi kayıplara uğradığını belirten Gülen, şöyle devam etti:
“Bu nedenle yangın, sınai ve ticari risklere ilişkin oran limitlerinin güncellenmesi yurt dışı reasürans piyasalarına verilecek mesaj açısından önem taşımaktadır. Ayrıca enflasyon ve buna bağlı olarak varlıkların değerlenmesi nedeniyle sigorta primlerinin de artması söz konusudur. Gönüllü deprem tarifesinde serbest tarife uygulamasında referans alınan sigorta tutarı yapılması gereken bir işlemdir. Bu anlamda yapılan değişiklikler hem depreme hazırlık açısından önemli bir adım olmuştur. Marmara'da büyük bir doğal afet ve enflasyonun etkilerinin yanı sıra uluslararası reasürans piyasalarına da mesaj veriliyor.
“ÇATI KANUNU HAREKETE GEÇİYOR”
Gülen, orta vadeli programda yer alan zorunlu afet sigortası (ZAS) çerçevesinde başta sel ve heyelan olmak üzere diğer afetlerin teminat altına alınmasına yönelik çalışmaların sürdüğünü hatırlattı.
ZAS'a ilişkin mevzuat taslaklarının Özel Sigortalar ve Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) tarafından TSB ile paylaşıldığını belirten Gülen, şöyle konuştu: “Söz konusu taslaklara ilişkin Derneğimizin görüş ve önerileri ile alınan görüşler Üye firmalarımızdan Zorunlu Deprem Sigortasından Zorunlu Afet Sigortasına geçişte Opsiyonel Deprem Teminatının uygulanmasının yanı sıra.” “Bu konuya ilişkin önerilerimiz paydaşlarla paylaşıldı.” dedi.
Gülen, yılın ikinci yarısında daha fazla bedava bilet, trafik maliyetlerini azaltacak Baremo modeli ve değer kaybı teminatının sınırlandırılması konularında tartışmaların yaşanacağının altını çizdi.
Yaklaşık 2 yıldır gündemde olan Sigortacılık Kanunu'na değinen Gülen, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu bağlamda şemsiye kanun da devreye giriyor. Bu kapsamda SEDDK tarafından sigorta şirketlerinin ruhsatlandırılması, ruhsatların iadesi ve müsaderesi ile özlük düzenlemelerine ilişkin kanun tasarıları üzerinde çalışmalar sürüyor. Sorumlulukla ilgili maddeleri bu başlıklar altında sektör olarak Sigorta Kanunu'nun tüm maddelerini içeren görüşlerimizi sunacağız.” SEDDK ile paylaştık. Öte yandan TSB olarak biz de görüşlerimizi paylaştık. Sigortaya yönelik sözleşme kanunu ve spesifik tazminat yapısını içeren bir şemsiye kanunun oluşturulması konusunda SEDDK ile birlikte çalışıyoruz ve bu konuyu sektörümüzün hasar maliyetlerinin ve hasar ödeme süreçlerinin daha iyi olabilmesi için danışmanlarla birlikte hazırlıyoruz. puan alıyoruz ve bu doğrultuda hazırlanıyoruz. Dolayısıyla yılın ikinci yarısında TSB açısından çalışmaları hızlandıracağız, maliyetleri ve hasar sürelerini azaltacak çalışmaları artıracağız, altyapının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapacağız. , yasal altyapıya bağlı kalarak prim artışlarıyla yeni üretim alanları oluşturmaya çalışıyoruz “Bunu da yapacağımız bir dönem olacak.”
“BÜYÜMENİN BU YILIN İKİNCİ YARISINDA AYNI ZAMANDA DEVAM ETMESİNİ BEKLİYORUZ”
TSB Başkanı Gülen, 20 yılı aşkın süredir istikrarlı büyümesini sürdüren BES'in katılımcı sayısının 16,5 milyonu aştığını, fonun devlet katkısı dahil toplam büyüklüğünün ise 1 trilyon kritik eşiğe ulaştığını söyledi. Liret.
BES'in ilk yarıdaki performansını değerlendiren Gülen, şunları vurguladı:
“Bu yılın başı ile karşılaştırıldığında gönüllü BES'e katılımcı sayısındaki artış yüzde 6 olurken, fon büyüklüğü tarafında ise yüzde 41 gibi dikkat çekici bir büyüme yaşandı. Hem katılımcı katkılarındaki artışın hem de fonun son yıllardaki yüksek performansının istikrarlı bir şekilde korunmasının bir sonucu.” Hem katılımcı sayısındaki hem de fonlardaki büyümenin bu yılın ikinci yarısında da aynı ivmeyle devam etmesini bekliyoruz” dedi.
BES'in sürdürülebilir yapısına ilişkin bu yıl uygulamaya konulan yeni kuralları hatırlatan Gülen, şunları söyledi: “BES'ten ayrılan katılımcıların önemli bir kısmının, katılımcıların sistemden ayrılmalarını önlemek amacıyla tasarrufa ihtiyaç duyduğu için ayrıldığı biliniyor. Kısa vadeli likidite ihtiyaçları, kısmi ödemeler isteniyor ve birikimleri teminat olarak gösteriliyor.” “Bunun amacı, sistemdeki katılımcıların mevcut haklarını korumak ve sistem içindeki fon büyüklüğünün devamlılığını sağlamaktır.” dedi.
Tasarrufların bankalara teminat olarak verilmesi uygulamasının bu yıl haziran ayında başladığına işaret eden Gülen, bir ay gibi kısa bir sürede 61 milyon liralık BES fonunun bankalara teminat olarak sunulduğunu ve bunun karşılığında 171 kişinin 100 bin lira kredi kullandığını söyledi. 12,2 milyon lira.
Kısmi ödeme talebinin 1 Temmuz 2024'te yürürlüğe girdiğini hatırlatan Gülen, şunları söyledi: “Bu La düzenlemesinden faydalanmak için belirli şartların yerine getirilmesi gerektiğinden en azından ilk aşamada yoğun bir kullanımın beklendiğini söyleyemeyiz. İstikrarlı bir büyüme trendi ve katılımcıların sistemdeki mevcut durumu ile emeklilik fonlarının büyümesinin sürdürülebilirliğine katkı sağlayacağız.” “Uygulamanın, katılımcıların haklarını korurken çıkışların önemli ölçüde azalmasına destek vermesini, katılımcıların acil likidite ihtiyaçları nedeniyle sistemden tamamen vazgeçmelerini engelleyeceği için uzun vadede fon büyüklüğüne de olumlu etki etmesini bekliyoruz. ” değerlendirmesini yaptı.
Sektörün ilk çeyrekte 14 milyar lirası dolaylı vergi, 6 milyarı kurumlar vergisi olmak üzere toplam 20 milyar lira vergi ödeyerek devlete katkı sağlamaya devam ettiğini belirten Gülen, şöyle konuştu: “Bugün dünyanın büyük sigorta grupları Ülkemiz sigortacılığına yapılan yatırımlar ve bu dev şirketler, ülkemiz ekonomisine ve geleceğine güveniyor.” “Yatırımlarına ilk günkü heyecanla devam ederken, yerli operatörlerin ve yabancı yatırımcıların da sektörümüze yatırıma ilgisi yüksek olmaya devam ediyor.” dedi.